22 Eylül 2014 Pazartesi

En Yakın Dostunuza Veda Etmek...

Herkese merhaba,
Ne yazık ki yaklaşık 1 aydır blog ile ilgilenemiyorum. Çünkü benim 11 yıllık dostum, arkadaşım, bebeğim kısaca herşeyim olan Tarçın'ım hastalığından dolayı çok ağırlaşmıştı.. Tüm zamanımı onunla geçiriyordum. Ve dün sabah saat 9.30 civarlarında bana veda etti.

Yazıyorum, acımı hafifletmeye çalışıyorum. Ama içim çok acıyor. Elbet bir gün olacağını biliyordum, insan buna kendini nasıl alıştırabilir ki?

Tarçın benim kucağıma verildiğinde daha 3 aylıktı. Ağzında diş yoktu, ayakta durmakta zorlanıyordu, merdiven basamaklarını çıkamıyordu.. Kısaca daha mini minnacık bir bebekti. 03.03.2003 yılında doğmuş. Karnesine o şekilde işlenmiş olarak bize bir sabah bir aileden hediye geldi. Avuç içi kadar birşey. Ancak Tarçın pet shoptan satın alınmış hasta bir köpekmiş. Tabii biz bunu çok sonra öğrendik. Bize hediye eden ailede 2 gün önce alıp bakamayacağını anlayarak bize vermişler. Onlar canlı, hemde bize muhtaç canlı ! Bakamamak ne demek? Hadi bakamıyorsun neden almaya kalkışıyorsun? Yine de iyi bakamayıp bize vermişler ki biz ailecek 11 sene yaşatmışız. Başka bir ailede olsa eminim çoktan sokağa atılmıştı..

İlk geldiği gün kanlı ishaldi.. Doktora götürdük. Çok yaşamaz ölür dediler. Daha ufacık olduğu için salonun ortasında ona yer yapmıştık. Yerde bende onunla birlikte yatmıştım. Aman bir şey olmasın diye. Bir şekilde atlattık biz bunu. Yaklaşık 1 sene sonra sara krizi geçirdi. Evet bildiğimiz insanlarda olan epilepsi.. Düzenli olarak ilaç kullanmaya başladı derken anüsten bağırsağı çıktı. Yaklaşık 3 ay hastanede yattı. İyileşti derken bir kez daha tekrarladı. 3 ay daha hastanede yattıktan sonra sadece sarası kalmış olarak tertemiz yuvasına döndü. Küçüklüğünden beri bir bağırsak problemi mevcuttu zaten. Her gün ilaç kullandığı için ilacın yan etkisi olarak zamanla duymamaya başladı sonra yavaş yavaş görmemeye başladı. Önce tek gözünü, 5-6 ay sonra da iki gözünü de kaybettik. Artık sağır, kör ve ara ara yine bağırsak problemi yaşayan , ama mutlu, hareketli, uysal bir köpekti. Çünkü rahatı hep yerindeydi.. Derken yaklaşık bundan 7 ay önce tuvaletini tutamamaya başlamıştı. Biz tekrar hastaneye götürdük. Ameliyat oldu. Bir parça alınıp patolojiye gönderildi. Ve kötü haber 2 hafta sonra geldi. Tarçın kolon kanseriydi. Halk adında bilinen yani bağırsak kanseriydi..

Doktor kemoterapi yanlısı olmadı. Çünkü ileri derecede en son safhaya gelmiş, getir götür yaparken kemoterapinin kusma, ateş gibi yan etkisi (insanlardaki gibi) hayvanı daha çok yoracağını, tedavi olarak herhangi bir cevap alamayacağımızı söyledi. Yani ya uyutacaktık, ya da o şekilde taburcu olup bakımını üstlenecektik. Biz tabii ki bakımı tercih edip evimize taburcu olduk. Kanaması olduğu için altını bağlamaya başladık. Bebek gibi günde 6-7 kez bezini değiştirirken, her defasında yıkayıp, ilaç sürüp bağlıyorduk. Bu da biraz onu rahatlatıyordu. Yemeğini yiyor, suyunu içiyordu. Bahçede bir alan yapmıştık. Yaz olduğu için o alana bezini açıp bırakıyorduk. Sıkıldığı zaman bize seslenip, içeri alıyorduk.

Ailem son 10 gündür İstanbul dışındalardı. Dönüş için normalde bu sabah yola çıkacaklardı.  18 Eylül'de birden bire çok hızlı şekilde ağırlaştı. Ne su içiyordu, ne mama yiyordu. Ayağa kalkamamaya başladı. Benim desteğimle kaldırdığımda kendini yere bırakıyordu, düşüyordu. Şırıngayla su vermeye başlamıştım. En azından su içsin diye. Çok zayıflamıştı. Altını değiştiriyordum, kucağıma alıyordum, seviyordum, öpüyordum. yatağına koyuyordum. Bizimkiler sıkılıp erken dönmeye karar vermişler. Pazar gecesi evdelerdi. Ben yine son olarak pazar akşamı altını değiştirdim, kucağıma aldım sevdim, öptüm, Allah'ım acısı varsa sen dindir dedim, yatağına yatırdım, çok zayıfladığı için de üstünü örttüm. Gece annemler geldi. Annemler de tarçını son olarak görmüş oldu. Sabah oldu, gözleri görmediği için zaten arada gözleri açık uyuyordu. Ben anlayamadım ilk başta yanına gittim. Hadi kızım gel dedim, daha bedeni sıcaktı belli ki daha yeni melek olup uçmuştu. Belki de annemleri beklemişti son nefesini vermek için.. Sonrası belli..

Tek temennim artık şuan çok mutlu olduğunu ve tek gücüm artık şuan acı çekmediğini bilmem.
İyi uykular bebeğim..

Seni çok özleyeceğim 11 yıllık dostum..

03.03.2003-21.09.2014
Canınızı sıktıysam affola.. Sadece sizlerle dertleşip, rahatlamak istedim..

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.
Hoşçakalın !

İletişim:
Instagram: nevicoco
Twitter: neviico
Bloglovin: nevico
Email: nevicoco@gmail.com


6 yorum:

  1. çok üzüldüm ve inan gözyaşlarımı tutamadım... 11 yıllık bir dostun ardından elbette teselli değil ama... iyi ki mutlu bir yaşam sürmüş Tarçın ve daha fazla acı çekmemiş... bu üzüntüyü ben de yaşadığım için seni çok iyi anlıyorum, günlerce ağlamış ve ruh gibi dolaşmıştım... vedalaşma şansım da olmamıştı benim...
    hiçbir zaman unutulmuyor bu sessiz dostların sevgileri.


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. desteğiniz ve dilekleriniz için teşekkür ederim.. umarım çok mutlulardır..

      Sil
  2. :((( nasıl kötü oldum anlatamam ağlattınız beni:((

    , yüreğinize sağlık kanlı ishal bu kadar yaşaması bence mucize olmuş şanslıymış ki sizin gibi dostları olmuş .

    çok da tatlıymış melek yavruş
    sabır diliyorum 11 yıllık sevgi dile kolay :(((

    YanıtlaSil
  3. Okurken çok üzüldüm :(
    Elinizden gelen her şeyi yapmışsınız, ömrü bu kadarmış :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :( evet ama herşeyi yapmak nedense insana hiç yetmiyo. hep bi fazlası daha varmıydı diye düşünmüyo değilim.. en azından şuanda acı çekmediğini bilmek beni sakinleştiriyo. Yorumunuz için teşekkürler..

      Sil